to persuade
p
p
p
e
ɜ
ı
r
r
r
s
s
s
u
w
v
a
eɪ
ei
d
d
d
e
Kapat
Giriş yap
razı etmek
to make a person do something through reasoning or other methods
Örnek
Click on words
The company used a compelling advertising campaign to persuade consumers to try their new product.
I could not persuade him to reconsider his decision.
Dilbilgisel Bilgiler:
ditransitive
to endorse
e
ɛ
e
n
n
n
d
d
d
o
ɔ
o
r
r
r
s
s
s
e
desteklemek
to publicly state that one supports or approves someone or something
Dilbilgisel Bilgiler:
Geçişli
to promote
p
p
p
r
r
r
o
ə
e
m
m
m
o
oʊ
ou
t
t
t
e
terfi ettirmek
to move to a higher position or rank
demote
Dilbilgisel Bilgiler:
Geçişli
to imply
i
ɪ
i
m
m
m
p
p
p
l
l
l
y
aɪ
ai
(demek istemek, dolaylı anlatmak)
ima etmek
to suggest without explicitly stating
Dilbilgisel Bilgiler:
Geçişli
to prove
p
p
p
r
r
r
o
u
u
v
v
v
e
(ispat etmek)
kanıtlamak
to show that something is true through the use of evidence or facts
disprove
Dilbilgisel Bilgiler:
Geçişli
Tebrikler! !
5 kelimesinden Summit 1B - Unit 7 - Lesson 4 kelime öğrendiniz. Öğrenmeyi geliştirmek ve kelime dağarcığını gözden geçirmek için, pratik yapmaya başlayın.
Gözden Geçir
Flash kartlar
Yazım
Quiz
