IELTS General için kelime bilgisi (Skor 5) - Value

Burada, Genel Eğitim IELTS sınavı için gerekli olan Değer ile ilgili bazı İngilizce kelimeler öğreneceksiniz.

Gözden Geçir

Flash kartlar

Yazım

Quiz

Öğrenmeye başla

Vocabulary for General Training IELTS (5)

invaluable

[sıfat]

holding such great value or importance that it cannot be measured or replaced

paha biçilmez

Ex: His invaluable expertise saved the company from a major crisis .Onun **paha biçilmez** uzmanlığı şirketi büyük bir krizden kurtardı.

Kapat

Giriş yap

expensive

[sıfat]

having a high price

pahalı

Ex: The luxury car is expensive but offers excellent performance .Lüks araba **pahalı** ama mükemmel performans sunuyor.

Kapat

Giriş yap

valuable

[sıfat]

worth a large amount of money

değerli

Ex: The valuable manuscript contains handwritten notes by a famous author .**Değerli** el yazması, ünlü bir yazarın el yazısı notlarını içerir.

Kapat

Giriş yap

high-priced

[sıfat]

having an expensive price

pahalı

Ex: High-priced gadgets often come with advanced features.**Yüksek fiyatlı** cihazlar genellikle gelişmiş özelliklerle birlikte gelir.

Kapat

Giriş yap

priceless

[sıfat]

having great value or importance

çok kıymetli

Ex: The memories created during family vacations are priceless treasures .Aile tatilleri sırasında oluşturulan anılar **paha biçilemez** hazinelerdir.

Kapat

Giriş yap

pricey

[sıfat]

costing a lot of money

pahalı

Ex: He opted for a pricey hotel room with a great view .Harika bir manzaraya sahip **pahalı** bir otel odasını seçti.

Kapat

Giriş yap

fancy

[sıfat]

elaborate or sophisticated in style, often designed to impress

şaşaalı

Ex: She wore a fancy dress to the party, drawing attention.Partiye **şık** bir elbise giydi, dikkatleri üzerine çekti.

Kapat

Giriş yap

cheap

[sıfat]

having a low price

ucuz

Ex: The shirt she bought was very cheap; she got it on sale .Aldığı gömlek çok **ucuzdu**; indirimde aldı.

Kapat

Giriş yap

inexpensive

[sıfat]

having a reasonable price

ucuz

Ex: She found an inexpensive dress that still looked stylish .Hâlâ şık görünen **ucuz** bir elbise buldu.

Kapat

Giriş yap

low-priced

[sıfat]

costing a small amount of money

ucuz, düşük fiyatlı

Ex: The low-priced tickets made the concert accessible to more fans .**Ucuz** biletler konseri daha fazla hayrana erişilebilir hale getirdi.

Kapat

Giriş yap

worthless

[sıfat]

having no meaningful value, impact, or utility

değersiz

Ex: The old computer was outdated and worthless for modern tasks .Eski bilgisayar modası geçmişti ve modern görevler için **değersizdi**.

Kapat

Giriş yap

low-cost

[sıfat]

relatively cheap compared to others of its kind

düşük maliyetli

Ex: She prefers low-cost grocery stores to stay within her budget .Bütçesi dahilinde kalmak için **ucuz** marketleri tercih ediyor.

Kapat

Giriş yap

unworthy

[sıfat]

having no value

değersiz, kıymetsiz

Ex: The cheap materials made the product unworthy of its retail price .Ucuz malzemeler, ürünü perakende fiyatına **değmez** hale getirdi.

Kapat

Giriş yap

productive

[sıfat]

producing desired results through effective and efficient use of time, resources, and effort

iyi sonuç veren

Ex: Their productive collaboration resulted in a successful project .Onların **üretken** işbirliği başarılı bir projeyle sonuçlandı.

Kapat

Giriş yap

IELTS General için kelime bilgisi (Skor 5)

LanGeek uygulamasını indir

Langeek

IELTS General için kelime bilgisi (Skor 5) - Value