Kitap Top Notch 1B - Ünite 7 - Ders 3

Burada, Top Notch 1B ders kitabının Ünite 7 - Ders 3'ünden "tatil", "olağandışı", "rahatlatıcı" gibi kelimeleri bulacaksınız.

Gözden Geçir

Flash kartlar

Yazım

Quiz

Öğrenmeye başla

vacation

[isim]

a span of time which we do not work or go to school, and spend traveling or resting instead, particularly in a different city, country, etc.

tatil

Ex: I need vacation to relax and recharge my batteries .Rahatlamak ve enerjimi yenilemek için bir **tatil**e ihtiyacım var.

Kapat

Giriş yap

relaxing

[sıfat]

helping our body or mind rest

rahatlatıcı

Ex: The sound of the waves crashing against the shore was incredibly relaxing.Dalgaların kıyıya çarpmasının sesi inanılmaz derecede **rahatlatıcı**ydı.

Kapat

Giriş yap

exciting

[sıfat]

making us feel interested, happy, and energetic

heyecan verici

Ex: They 're going on exciting road trip across the country next summer .Önümüzdeki yaz ülke çapında **heyecan verici** bir yolculuğa çıkıyorlar.

Kapat

Giriş yap

interesting

[sıfat]

catching and keeping our attention because of being unusual, exciting, etc.

enteresan

Ex: The teacher made the interesting by including interactive activities .Öğretmen, interaktif aktiviteler ekleyerek dersi **ilginç** hale getirdi.

Kapat

Giriş yap

unusual

[sıfat]

not commonly happening or done

olağandışı

Ex: The restaurant ’s menu unusual dishes from around the world .Restoranın menüsü dünyanın dört bir yanından **alışılmadık** yemekler sunuyor.

Kapat

Giriş yap

awesome

[sıfat]

extremely good and amazing

müthiş

Ex: The summer camp awesome, with so many fun activities to do .Yaz kampı **harikaydı**, yapılacak bir sürü eğlenceli aktivite vardı.

Kapat

Giriş yap

beautiful

[sıfat]

extremely pleasing to the mind or senses

güzel

Ex: The bride beautiful as she walked down the aisle .Gelin, koridorda yürürken **güzel** görünüyordu.

Kapat

Giriş yap

boring

[sıfat]

making us feel tired and unsatisfied because of not being interesting

usandırıcı

Ex: The TV show boring, so I switched the channel .TV şov **sıkıcı**ydı, bu yüzden kanalı değiştirdim.

Kapat

Giriş yap

cool

[sıfat]

having a pleasantly mild, low temperature

serin

Ex: They relaxed in cool shade of the trees during the picnic .Piknik sırasında ağaçların **serin** gölgesinde dinlendiler.

Kapat

Giriş yap

excellent

[sıfat]

very good in quality or other traits

mükemmel

Ex: The students excellent grades on their exams .Öğrenciler sınavlarında **mükemmel** notlar aldılar.

Kapat

Giriş yap

famous

[sıfat]

known by a lot of people

ünlü, meşhur

Ex: She famous overnight after her viral video gained millions of views .Viral videosu milyonlarca görüntülenme aldıktan sonra bir gecede **ünlü** oldu.

Kapat

Giriş yap

fantastic

[sıfat]

extremely amazing and great

şahane

Ex: His performance in the play was fantastic.Oyundaki performansı tam anlamıyla **fantastik**ti.

Kapat

Giriş yap

great

[sıfat]

worthy of being approved or admired

mükemmel

Ex: This restaurant great, the food and service are excellent .Bu restoran **harika**, yemek ve servis mükemmel.

Kapat

Giriş yap

incredible

[sıfat]

extremely great or large

olağanüstü

Ex: incredible diversity of wildlife in the rainforest is a marvel of nature .Yağmur ormanındaki vahşi yaşamın **inanılmaz** çeşitliliği doğanın bir harikasıdır.

Kapat

Giriş yap

nice

[sıfat]

providing pleasure and enjoyment

hoş

Ex: He drives nice car that always turns heads on the road .O, yolda her zaman dikkat çeken **güzel** bir araba kullanıyor.

Kapat

Giriş yap

perfect

[sıfat]

completely without mistakes or flaws, reaching the best possible standard

mükemmel

Ex: She 's perfect fit for the team with her positive attitude .O, olumlu tutumuyla takım için **mükemmel** bir uyum.

Kapat

Giriş yap

scenic

[sıfat]

having a very beautiful view of nature

güzel manzaraları

Ex: scenic viewpoint at the top of the hill offered panoramic views of the city skyline .Tepenin zirvesindeki **manzaralı** seyir noktası, şehrin silüetinin panoramik manzarasını sunuyordu.

Kapat

Giriş yap

terrific

[sıfat]

extremely great and amazing

müthiş

Ex: The musician had terrific voice that resonated with emotion and power , captivating listeners with every note .Müzisyenin, her notayla dinleyenleri büyüleyen, duygu ve güçle yankılanan **müthiş** bir sesi vardı.

Kapat

Giriş yap

wonderful

[sıfat]

very great and pleasant

harikulade, olağanüstü

Ex: We visited wonderful museums during our trip to London .Londra gezimiz sırasında bazı **harika** müzeleri ziyaret ettik.

Kapat

Giriş yap

Kitap Top Notch 1B
Ünite 6 - Önizleme	Ünite 6 - Ders 2	Ünite 7 - Ders 1	Ünite 7 - Ders 3
Ünite 7 - Ders 4	Ünite 8 - Önizleme	Ünite 8 - Ders 1	Ünite 8 - Ders 2
Ünite 8 - Ders 3	Ünite 8 - Ders 4	Ünite 9 - Ders 1	Ünite 9 - Ders 2
Ünite 9 - Ders 3	Ünite 9 - Ders 4	Ünite 10 - Önizleme	Ünite 10 - Ders 2
Ünite 10 - Ders 4

LanGeek uygulamasını indir

Langeek

Kitap Top Notch 1B - Ünite 7 - Ders 3