Kitap Insight - Orta Altı - Ünite 2 - 2E

Here you will find the vocabulary from Unit 2 - 2E in the Insight Pre-Intermediate coursebook, such as "busy", "historic", "chilly", etc.

Gözden Geçir

Flash kartlar

Yazım

Quiz

Öğrenmeye başla

bright

[sıfat]

emitting or reflecting a significant amount of light

parlak

Ex: The computer monitor emitted a bright glow , illuminating the desk .Bilgisayar monitörü, masayı aydınlatan **parlak** bir ışık yayıyordu.

Kapat

Giriş yap

busy

[sıfat]

having so many things to do in a way that leaves not much free time

meşgul

Ex: The event planner became exceptionally busy with coordinating logistics and ensuring everything ran smoothly .Etkinlik planlayıcısı, lojistiği koordine etmek ve her şeyin sorunsuz ilerlemesini sağlamakla olağanüstü **meşgul** oldu.

Kapat

Giriş yap

friendly

[sıfat]

(of a person or their manner) kind and nice toward other people

şefkatli

Ex: Her friendly smile made the difficult conversation feel less awkward .Onun **dostane** gülümsemesi, zor konuşmayı daha az tuhaf hissettirdi.

Kapat

Giriş yap

lively

[sıfat]

(of a place or atmosphere) full of excitement and energy

heyecanlandırıcı

Ex: The children 's laughter filled the air , making the park feel lively.Çocukların kahkahaları havayı doldurdu ve parkı **canlı** hissettirdi.

Kapat

Giriş yap

popular

[sıfat]

receiving a lot of love and attention from many people

popüler

Ex: His songs are popular because they are easy to dance to .Şarkıları **popüler** çünkü dans etmesi kolay.

Kapat

Giriş yap

expensive

[sıfat]

having a high price

pahalı

Ex: The luxury car is expensive but offers excellent performance .Lüks araba **pahalı** ama mükemmel performans sunuyor.

Kapat

Giriş yap

fantastic

[sıfat]

extremely amazing and great

şahane

Ex: His performance in the play was simply fantastic.Oyundaki performansı tam anlamıyla **fantastik**ti.

Kapat

Giriş yap

journey

[isim]

the act of travelling between two or more places, especially when there is a long distance between them

yolculuk

Ex: The journey to the summit of the mountain tested their physical endurance and mental resilience .Dağın zirvesine yapılan **yolculuk**, fiziksel dayanıklılıklarını ve zihinsel dirençlerini test etti.

Kapat

Giriş yap

short

[sıfat]

lasting for a brief time

kısa (süre)

Ex: We had a short discussion about the plan .Plan hakkında **kısa** bir tartışma yaptık.

Kapat

Giriş yap

dangerous

[sıfat]

capable of destroying or causing harm to a person or thing

tehlikeli

Ex: The mountain path is slippery and considered dangerous.Dağ patikası kaygandır ve **tehlikeli** olarak kabul edilir.

Kapat

Giriş yap

safe

[sıfat]

protected from any danger

güvenli

Ex: After the storm passed , they felt safe to return to their houses and assess the damage .Fırtına geçtikten sonra, evlerine dönüp hasarı değerlendirmek için kendilerini **güvende** hissettiler.

Kapat

Giriş yap

exciting

[sıfat]

making us feel interested, happy, and energetic

heyecan verici

Ex: They 're going on an exciting road trip across the country next summer .Önümüzdeki yaz ülke çapında **heyecan verici** bir yolculuğa çıkıyorlar.

Kapat

Giriş yap

boring

[sıfat]

making us feel tired and unsatisfied because of not being interesting

usandırıcı

Ex: The TV show was boring, so I switched the channel .TV şov **sıkıcı**ydı, bu yüzden kanalı değiştirdim.

Kapat

Giriş yap

weather

[isim]

things that are related to air and sky such as temperature, rain, wind, etc.

hava durumu

Ex: We had to cancel our outdoor plans due to the stormy weather.Fırtınalı **hava** nedeniyle açık hava planlarımızı iptal etmek zorunda kaldık.

Kapat

Giriş yap

stormy

[sıfat]

having strong winds, rain, or severe weather conditions

fırtınalı

Ex: The stormy night kept everyone awake with the sound of howling winds and pouring rain .**Fırtınalı** gece, uluyan rüzgarların ve şiddetli yağmurun sesiyle herkesi uyanık tuttu.

Kapat

Giriş yap

windy

[sıfat]

having a lot of strong winds

rüzgarlı

Ex: The windy weather is perfect for flying kites .**Rüzgarlı** hava uçurtma uçurmak için mükemmeldir.

Kapat

Giriş yap

hot

[sıfat]

having a higher than normal temperature

sıcak

Ex: The soup was too hot to eat right away .Çorba hemen yemek için çok **sıcaktı**.

Kapat

Giriş yap

rainy

[sıfat]

having frequent or persistent rainfall

yağmurlu

Ex: The rainy weather made the streets slippery .**Yağmurlu** hava sokakları kaygan hale getirdi.

Kapat

Giriş yap

cold

[sıfat]

having a temperature lower than the human body's average temperature

soğuk

Ex: The ice cubes made the drink refreshingly cold.Buz küpleri içeceği ferahlatıcı bir şekilde **soğuk** yaptı.

Kapat

Giriş yap

people

[isim]

a group of humans

insanlar, halk

Ex: The people gathered in the town square to celebrate the victory .**İnsanlar**, zaferi kutlamak için kasaba meydanında toplandı.

Kapat

Giriş yap

polite

[sıfat]

showing good manners and respectful behavior towards others

kibar

Ex: The students were polite and listened attentively to their teacher .Öğrenciler **kibar**dı ve öğretmenlerini dikkatlice dinlediler.

Kapat

Giriş yap

nice

[sıfat]

providing pleasure and enjoyment

hoş

Ex: He drives a nice car that always turns heads on the road .O, yolda her zaman dikkat çeken **güzel** bir araba kullanıyor.

Kapat

Giriş yap

young

[sıfat]

still in the earlier stages of life

genç, not old

Ex: The young boy , still in kindergarten , enjoyed painting with bright colors .Anaokulundaki **genç** çocuk, parlak renklerle boyama yapmaktan hoşlanıyordu.

Kapat

Giriş yap

place

[isim]

a specific location on the earth's surface, often used in mapping

yer, mekan

Kapat

Giriş yap

historic

[sıfat]

relating to a person or event that is a part of the past and is documented in historical records, often preserved for educational or cultural purposes

tarihi

Ex: Her research focuses on historic figures from the Renaissance period .Araştırması, Rönesans döneminden **tarihi** şahsiyetlere odaklanıyor.

Kapat

Giriş yap

pretty

[sıfat]

visually pleasing in a charming way

güzel

Ex: With her pretty eyes and friendly manner , she makes friends easily .**Güzel** gözleri ve dostane tavrıyla kolayca arkadaş edinir.

Kapat

Giriş yap

cheap

[sıfat]

having a low price

ucuz

Ex: The shirt she bought was very cheap; she got it on sale .Aldığı gömlek çok **ucuzdu**; indirimde aldı.

Kapat

Giriş yap

unpopular

[sıfat]

not liked or approved of by a large number of people

popüler olmayan

Ex: The new policy introduced by the company was unpopular with the employees .Şirket tarafından tanıtılan yeni politika çalışanlar arasında **popüler olmayan** bir hale geldi.

Kapat

Giriş yap

awful

[sıfat]

extremely unpleasant or disagreeable

berbat

Ex: They received some awful news about their friend 's accident .Arkadaşlarının kazası hakkında **korkunç** bir haber aldılar.

Kapat

Giriş yap

crowded

[sıfat]

(of a space) filled with things or people

kalabalık

Ex: The crowded bus was late due to heavy traffic .**Kalabalık** otobüs, yoğun trafik nedeniyle geç kaldı.

Kapat

Giriş yap

fascinating

[sıfat]

extremely interesting or captivating

çok enteresan

Ex: The magician 's tricks are fascinating to watch , leaving audiences spellbound .Sihirbazın numaraları izlemesi **büyüleyici**, izleyicileri büyülenmiş halde bırakıyor.

Kapat

Giriş yap

peaceful

[sıfat]

(of a person) unwilling to become involved in a dispute or anything violent

barış dolu

Ex: The peaceful leader promoted reconciliation and unity , guiding the community towards a peaceful future .**Barışçıl** lider, toplumu barış dolu bir geleceğe yönlendirerek uzlaşma ve birlik teşvik etti.

Kapat

Giriş yap

long

[sıfat]

(of two points) having an above-average distance between them

uzun

Ex: The bridge is a mile long and connects the two towns.Köprü bir mil **uzunluğunda** ve iki kasabayı birbirine bağlıyor.

Kapat

Giriş yap

tiring

[sıfat]

(particularly of an acivity) causing a feeling of physical or mental fatigue or exhaustion

yorucu

Ex: The constant interruptions during the meeting made it feel even more tiring.Toplantı sırasındaki sürekli kesintiler, onu daha da **yorucu** hissettirdi.

Kapat

Giriş yap

beautiful

[sıfat]

extremely pleasing to the mind or senses

güzel

Ex: The bride looked beautiful as she walked down the aisle .Gelin, koridorda yürürken **güzel** görünüyordu.

Kapat

Giriş yap

famous

[sıfat]

known by a lot of people

ünlü, meşhur

Ex: She became famous overnight after her viral video gained millions of views .Viral videosu milyonlarca görüntülenme aldıktan sonra bir gecede **ünlü** oldu.

Kapat

Giriş yap

chilly

[sıfat]

cold in an unpleasant or uncomfortable way

üşütücü

Ex: A chilly breeze swept through the empty streets .**Soğuk** bir esinti boş sokaklarda gezindi.

Kapat

Giriş yap

sunny

[sıfat]

very bright because there is a lot of light coming from the sun

güneşli

Ex: The sunny weather melted the snow , revealing patches of green grass .**Güneşli** hava karı eritti, yeşil çimen lekelerini ortaya çıkardı.

Kapat

Giriş yap

Kitap Insight - Orta Altı

LanGeek uygulamasını indir

Langeek

Kitap Insight - Orta Altı - Ünite 2 - 2E