'Give- Keep- Come' İfadeleri - Maddi Olmayan Şeylerin Sağlanması (Vermek)
"İzlenimi vermek" ve "ders vermek" gibi örneklerle soyut şeyler sağlamayı tanımlamak için kullanılan Give ile İngilizce eşdizimlerini keşfedin.
Gözden Geçir
Flash kartlar
Yazım
Quiz
to offer an opportunity or possibility for someone to demonstrate their abilities, potential, or ideas in a given context
birine şans vermek
to offer someone the option to make a decision between two or more alternatives or possibilities
birine seçim hakkı vermek
to care or show concern about a particular issue, situation, or person
önemsemek
to cause pain and discomfort in someone's head
birine acı ve rahatsızlık vermek
to display one's talents or skills in a public or private presentation
birinin beceri ve yeteneklerini sergilemek
to deliver a formal presentation in front of a group of people about a specific topic
topluluk önünde konuşmak
to formally inform someone or an organization about a decision, intention, or impending action
Birinin kararını veya niyetini başkalarına bildirmek
to allow someone to do something
birinin bir şey yapmasına izin vermek
to make an attempt at doing or trying something, often with the intent of testing one's abilities or exploring a new experience
ilk defa bir şey yapıyorum
to assign a higher level of importance to a particular task or action over others
bir şeye öncelik vermek
to convey or create a specific perception, feeling, or idea in the minds of others through one's words, actions, or appearance
başkalarında belirli bir hava yaratmak
to consider or contemplate a particular subject or idea
bir şeyi düşünmek veya düşünmek
to move aside in order to make space or allow someone or something to pass
yer açmak
to offer encouragement, support, or motivation to someone
birini cesaretlendirmek
to deliver a formal, instructive, or informative speech or presentation to an audience
topluluk önünde konuşmak