Kitap Total English - Orta Altı - Ünite 10 - Ders 2

Burada, Total English Pre-Intermediate ders kitabının Ünite 10 - Ders 2'den "batıl inançlı", "muhtemelen", "reddetmek" gibi kelimeleri bulacaksınız.

Gözden Geçir

Flash kartlar

Yazım

Quiz

Öğrenmeye başla

bow

[isim]

a gesture of respect or submission, typically involving lowering the head or body

başla selamlama

Kapat

Giriş yap

gift

[isim]

something that we give to someone because we like them, especially on a special occasion, or to say thank you

hediye

Ex: The couple requested no gifts at their anniversary party .Çift, yıldönümü partilerinde hiçbir **hediye** istemedi.

Kapat

Giriş yap

handshake

[isim]

an act of taking a person's hand and shaking it as a greeting or after having made an agreement with them

tokalaşmak, el sıkışmak

Ex: The two leaders exchanged a handshake after signing the agreement .İki lider, anlaşmayı imzaladıktan sonra bir **tokalaşma** gerçekleştirdi.

Kapat

Giriş yap

kiss

[isim]

a gentle touch with the lips, especially to show respect or liking

öpücük

Ex: As the sun set behind the mountains , they shared a tender kiss, sealing their love beneath the painted sky .Güneş dağların ardında batarken, boyalı gökyüzünün altında aşklarını mühürleyerek nazik bir **öpücük** paylaştılar.

Kapat

Giriş yap

wave

[isim]

a gesture or signal made with the hand or arm, often as a form of greeting or farewell

el sallama

Ex: The coach gave a friendly wave to the players as they left the field after the match .Koç, maçtan sonra sahadan ayrılırken oyunculara dostça bir **el sallaması** yaptı.

Kapat

Giriş yap

superstitious

[sıfat]

believing in irrational or supernatural ideas or practices, often based on luck or omens

batıl inançları olan

Ex: The superstitious tradition of throwing salt over one 's shoulder to ward off evil spirits is still practiced in some cultures .Kötü ruhları uzaklaştırmak için omuz üzerinden tuz atma **batıl** geleneği bazı kültürlerde hâlâ uygulanmaktadır.

Kapat

Giriş yap

to avoid

[fiil]

to intentionally stay away from or refuse contact with someone

kaçınmak, uzak durmak

Ex: They avoided him at the party , pretending not to notice his presence .Partide onun varlığını fark etmiyormuş gibi yaparak ondan **kaçındılar**.

Kapat

Giriş yap

probably

[zarf]

used to show likelihood or possibility without absolute certainty

muhtemelen

Ex: He is probably going to join us for dinner tonight .O **muhtemelen** bu akşam yemeğine bize katılacak.

Kapat

Giriş yap

to refuse

[fiil]

to say or show one's unwillingness to do something that someone has asked