Kitap Four Corners 3 - Ünite 9 Ders D

Burada, Four Corners 3 ders kitabının Ünite 9 D Dersindeki "bahsetmek", "ev işi", "düzenli" gibi kelimeleri bulacaksınız.

Gözden Geçir

Flash kartlar

Yazım

Quiz

Öğrenmeye başla

advice

[isim]

a suggestion or an opinion that is given with regard to making the best decision in a specific situation

nasihat, öğüt

Ex: I appreciate your advice on how to approach the interview confidently .

Kapat

Giriş yap

to text

[fiil]

to send a written message using a cell phone

mesaj göndermek

Ex: I texted my friend last night to see if they wanted to hang out.Dün gece arkadaşıma **mesaj attım** çıkmak ister mi diye sormak için.

Kapat

Giriş yap

teenager

[isim]

a person aged between 13 and 19 years

ergen

Ex: Many teenagers use social media to stay connected with peers .Birçok **genç**, akranlarıyla bağlantıda kalmak için sosyal medyayı kullanır.

Kapat

Giriş yap

to mention

[fiil]

to say something about someone or something, without giving much detail

değinmek

Ex: If you have any dietary restrictions , please mention them when making the reservation .Herhangi bir diyet kısıtlamanız varsa, lütfen rezervasyon yaparken bunları **belirtin**.

Kapat

Giriş yap

letter

[isim]

a written or printed message that is sent to someone or an organization, company, etc.

mektup

Ex: My grandmother prefers to communicate through handwritten letters.Büyükannem el yazısıyla yazılmış **mektuplar** aracılığıyla iletişim kurmayı tercih eder.

Kapat

Giriş yap

everywhere

[zarf]

to or in all places

her yerde

Ex: The artist 's paintings are displayed everywhere in the art gallery .Sanatçının resimleri sanat galerisinde **her yerde** sergileniyor.

Kapat

Giriş yap

possible

[sıfat]

able to exist, happen, or be done

mümkün

Ex: To achieve the best possible result , we need to work together .Mümkün olan en iyi sonucu elde etmek için birlikte çalışmamız gerekiyor.

Kapat

Giriş yap

jealous

[sıfat]

feeling angry and unhappy because someone else has what we want

kıskanç

Ex: When his coworker got a raise , he could n't help but feel jealous.İş arkadaşı zam aldığında, **kıskanç** hissetmekten kendini alamadı.

Kapat

Giriş yap

to copy

[fiil]

to create something that is exactly like something else

kopyalamak

Ex: The designer copied the style from the original design for the new collection .Tasarımcı, yeni koleksiyon için orijinal tasarımın stilini **kopyaladı**.

Kapat

Giriş yap

busy

[sıfat]

having so many things to do in a way that leaves not much free time

meşgul

Ex: The event planner became exceptionally busy with coordinating logistics and ensuring everything ran smoothly .Etkinlik planlayıcısı, lojistiği koordine etmek ve her şeyin sorunsuz ilerlemesini sağlamakla olağanüstü **meşgul** oldu.

Kapat

Giriş yap

boss

[isim]

a person who is in charge of a large organization or has an important position there

patron

Ex: She is the boss of a successful tech company .O, başarılı bir teknoloji şirketinin **patronu**.

Kapat

Giriş yap

crazy

[sıfat]

(of a person) not possessing a stable and healthy mental condition

deli, çılgın

Ex: People thought he was crazy for talking to himself all the time .İnsanlar sürekli kendi kendine konuştuğu için onun **deli** olduğunu düşünüyorlardı.

Kapat

Giriş yap

personal

[sıfat]

only relating or belonging to one person

kişisel

Ex: The artist 's studio was filled with personal artwork and creative projects .Sanatçının stüdyosu, **kişisel** sanat eserleri ve yaratıcı projelerle doluydu.

Kapat

Giriş yap

attention

[isim]

the act of taking notice of someone or something

dikkat, özen

Ex: She gave her full attention to the child who needed help .Yardıma ihtiyacı olan çocuğa tam **dikkatini** verdi.

Kapat

Giriş yap

annoying

[sıfat]

causing slight anger

gıcık

Ex: The annoying buzzing of mosquitoes kept them awake all night .Sivrisineklerin **rahatsız edici** vızıltısı onları bütün gece uyanık tuttu.

Kapat

Giriş yap

to solve

[fiil]

to find an answer or solution to a question or problem

çözmek

Ex: Can you solve this riddle before the time runs out ?Zaman dolmadan bu bilmeceyi **çözebilir** misin?

Kapat

Giriş yap

neat

[sıfat]

carefully arranged and in order

düzenli

Ex: The teacher appreciated the students ' neat work in their notebooks , with no messy scribbles or stray marks .Öğretmen, öğrencilerin defterlerindeki **düzenli** çalışmalarını, dağınık karalamalar veya kayıp işaretler olmadan takdir etti.

Kapat

Giriş yap

roommate

[isim]

a person sharing a room, apartment, or house with one or more people

oda arkadaşı

Ex: Finding a compatible roommate is essential for a peaceful living environment .Huzurlu bir yaşam ortamı için uyumlu bir **oda arkadaşı** bulmak esastır.

Kapat

Giriş yap

rent

[isim]

the money that is regularly paid to use an apartment, room, etc. owned by another person

kira

Ex: They split the rent equally between the four roommates living in the house .

Kapat

Giriş yap

chore

[isim]

a task, especially a household one, that is done regularly

gündelik işler

Ex: Doing the laundry is a weekly chore that often takes up an entire afternoon .Çamaşır yıkamak, genellikle bütün bir öğleden sonrayı alan haftalık bir **ev işi**dir.

Kapat

Giriş yap

messy

[sıfat]

lacking orderliness or cleanliness

karman çorman

Ex: The construction site was messy, with piles of debris and equipment scattered around .İnşaat alanı **dağınıktı**, etrafa saçılmış enkaz yığınları ve ekipmanlarla doluydu.

Kapat

Giriş yap

Kitap Four Corners 3

LanGeek uygulamasını indir

Langeek

Kitap Four Corners 3 - Ünite 9 Ders D