Cambridge English: CAE (C1 Advanced) - Duygusal Durumlar ve Tepkiler

Gözden Geçir

Flash kartlar

Yazım

Quiz

Öğrenmeye başla

regrettable

[sıfat]

causing disappointment, sorrow, or a sense of misfortune

üzücü, esef verici

Kapat

Giriş yap

to glower

[fiil]

to look or stare at someone angrily

ters ters bakmak

Ex: The boss glowered at the employees who were late for the meeting .Patron, toplantıya geç kalan çalışanlara **öfkeyle baktı**.

Kapat

Giriş yap

aggrieved

[sıfat]

feeling resentment or injustice, often due to unfair treatment or perceived wrongs

mağdur, kırgın

Ex: The villagers remained aggrieved over broken promises.Köylüler, tutulmayan sözler yüzünden **kırgın** kaldı.

Kapat

Giriş yap

astounded

[sıfat]

greatly shocked or surprised

çok şaşırmış

Ex: The teacher was astounded at the creativity and depth of thought in the student 's project , awarding it the highest marks .Öğretmen, öğrencinin projesindeki yaratıcılık ve düşünce derinliği karşısında **hayrete düştü** ve en yüksek notları verdi.

Kapat

Giriş yap

nostalgic

[sıfat]

bringing back fond memories of the past, often with a sense of longing or affection

özlem dolu

Ex: The nostalgic movie transported me back to my youth , evoking warm memories of simpler times .**Nostaljik** film beni gençliğime geri götürdü, daha basit zamanların sıcak anılarını canlandırdı.

Kapat

Giriş yap

to resent

[fiil]

to feel irritated, angry, or displeased about something

içerlemek

Ex: He resented the constant criticism from his parents , feeling unappreciated and misunderstood .Ebeveynlerinin sürekli eleştirilerine **içerlemişti**, takdir edilmediğini ve yanlış anlaşıldığını hissederek.

Kapat

Giriş yap

down in the mouth

[ifade]

feeling sad or discouraged

suratından düşen bin parça

Ex: Despite the cheerful surroundings, she felt down in the mouth and couldn't shake her sadness.

Kapat

Giriş yap

wonder

[isim]

a feeling of admiration or surprise caused by something that is very unusual and exciting

şaşkınlık

Ex: He felt a sense of wonder as he learned about the mysteries of the ocean .Okyanusun gizemlerini öğrenirken bir **hayranlık** duygusu hissetti.

Kapat

Giriş yap

to blow away

[fiil]

to impress someone greatly

aklını başından almak

Ex: The surprise announcement blew everyone away at the event.Sürpriz duyuru, etkinlikte herkesi **hayran bıraktı**.

Kapat

Giriş yap

glimmer

[isim]

a faint sign, hint, or vague indication of something

bir ışıltı, bir belirti

Kapat

Giriş yap

haunted

[sıfat]

showing signs of worry, anxiety, or persistent mental strain

kaygılı

Kapat

Giriş yap

mind-blowing

[sıfat]

causing great astonishment

insanın aklını başından alan

Ex: The scientific discovery was so mind-blowing that it made headlines worldwide .Bilimsel keşif o kadar **akılalmazdı** ki dünya çapında manşetlere çıktı.

Kapat

Giriş yap

to dread

[fiil]

to feel intense fear or worry about an upcoming event or situation

korkmak, endişe etmek

Ex: The employee dreaded the annual performance review .Çalışan, yıllık performans değerlendirmesinden **korkuyordu**.

Kapat

Giriş yap

to grin

[fiil]

to smile widely in a way that displays the teeth

sırıtmak

Ex: The comedian 's jokes had the entire audience grinning throughout the performance .Komedyenin şakaları, performans boyunca tüm seyirciyi **sırıtmaya** teşvik etti.

Kapat

Giriş yap

gloomy

[sıfat]

experiencing or expressing sadness or a general sense of unhappiness

karamsar, umutsuz

Ex: He had a gloomy expression after hearing the bad news .Kötü haberi duyduktan sonra **kasvetli** bir ifadesi vardı.

Kapat

Giriş yap

sentimental

[sıfat]

showing or aiming to stir feelings of tenderness, or sorrow, in a way that may seem exaggerated

duygusal

Ex: He tends to get sentimental during holidays , reflecting on past celebrations and traditions with loved ones .Oyun, **duygusal** diyalogları nedeniyle eleştirildi.

Kapat

Giriş yap

to plunge into

[fiil]

to suddenly cause someone or something to experience a difficult or unpleasant situation

içine düşürmek, umutsuzluğa sürüklemek

Ex: The market crash plunged many into panic.Piyasa çöküşü birçok kişiyi paniğe **sürükledi**.

Kapat

Giriş yap

alarmed

[sıfat]

feeling worried or concerned due to a sudden, unexpected event or potential danger

endişeli, etekleri tutuşmuş

Ex: The sudden drop in temperature left the hikers alarmed and searching for shelter.Sıcaklıktaki ani düşüş, yürüyüşçüleri **alarm durumuna** geçirdi ve barınak aramaya yöneltti.

Kapat

Giriş yap

appalled

[sıfat]

very scared and shocked by something unpleasant or bad

dehşete kapılmış

Ex: The community was appalled when they learned about the extent of pollution in the local river.Topluluk, yerel nehirdeki kirliliğin boyutunu öğrendiğinde **dehşete düştü**.

Kapat

Giriş yap

hysterical

[sıfat]

experiencing a state of extreme fear or panic, unable to stay calm

histerik

Ex: He was almost hysterical after getting trapped in the elevator .Asansörde sıkıştıktan sonra neredeyse **histerik** olmuştu.

Kapat

Giriş yap

overwhelmed

[sıfat]

feeling stressed or burdened by a lot of tasks or emotions at once

bunalmış

Ex: The overwhelmed students struggled to keep up with deadlines .**Bunalmış** öğrenciler son teslim tarihlerine yetişmekte zorlandı.

Kapat

Giriş yap

to be over the moon

[ifade]

to be extremely happy or excited about something

sevinçten uçmak

Ex: The kids were over the moon when they saw the theme park.

Kapat

Giriş yap

delight

[isim]

a person or thing that brings great happiness or joy

neşe, keyif

Kapat

Giriş yap

disbelief

[isim]

the state of not believing or accepting something as true or real

inançsızlık

Ex: The audience listened in disbelief to the strange claims .Seyirci, garip iddiaları **inanmazlıkla** dinledi.

Kapat

Giriş yap

smitten

[sıfat]

marked by strong, often foolish or irrational affection for someone or something

vurulmuş, tutulmuş

Kapat

Giriş yap

to snap

[fiil]

to suddenly speak in an angry and harsh tone

pat diye söylemek

Ex: He snapped at the dog for barking incessantly, unable to concentrate on his work.İşine konsantre olamadığı için sürekli havlayan köpeğe **bağırdı**.

Kapat

Giriş yap

content

[sıfat]

satisfied and happy with one's current situation

mutlu

Ex: He felt content with his decision to pursue his passion rather than chasing wealth and fame.Zenginlik ve şöhret peşinde koşmak yerine tutkusunu takip etme kararından **memnun** hissetti.

Kapat

Giriş yap

objection

[isim]

the act of expressing disapproval or opposition to something

itiraz

Ex: The teacher addressed the students ' objections to the new grading system during class .Öğretmen, derste öğrencilerin yeni not sistemine yönelik **itirazlarını** ele aldı.

Kapat

Giriş yap

downhearted

[sıfat]

feeling sad, discouraged, or low in spirits

kederli

Ex: The team's poor performance left them downhearted, though they resolved to try harder.Takımın kötü performansı onları **mutsuz** bıraktı, ancak daha çok çalışmaya karar verdiler.

Kapat

Giriş yap

to get down

[fiil]

to cause someone's spirits to be lowered

moralini bozmak

Ex: The gray and gloomy weather seemed to get everyone down.Gri ve kasvetli hava herkesi **mutsuz etmek** gibi görünüyordu.

Kapat

Giriş yap

to overwhelm

[fiil]

to overpower someone or something emotionally or mentally, leaving them unable to respond effectively

bunaltmak, boğmak

Ex: The crowd 's cheers and applause began to overwhelm the speaker during the heartfelt acceptance speech .

Kapat

Giriş yap

profound

[sıfat]

showing the intensity or greatness of something

yoğun

Ex: His profound respect for the artist was evident in the way he spoke about their work with such deep admiration .Sanatçıya olan **derin** saygısı, işleri hakkında büyük bir hayranlıkla konuşmasında belli oluyordu.

Kapat

Giriş yap

exhilarating

[sıfat]

causing feelings of excitement or intense enthusiasm

heyecan verici, coşku verici

Ex: Winning the lottery was an exhilarating moment of disbelief and joy for the lucky ticket holder .Piyangoyu kazanmak, şanslı bilet sahibi için inançsızlık ve sevincin **heyecan verici** bir anıydı.

Kapat

Giriş yap

Cambridge English: CAE (C1 Advanced)

LanGeek uygulamasını indir