pattern

Temel 2 - Durumlar ve Özellikler

Burada, "utangaç", "uykuda" ve "bütün" gibi durumlar ve özellikler hakkında bazı İngilizce kelimeler öğreneceksiniz, ilköğretim seviyesindeki öğrenciler için hazırlanmıştır.

review-disable

Gözden Geçir

flashcard-disable

Flash kartlar

spelling-disable

Yazım

quiz-disable

Quiz

Öğrenmeye başla
Elementary 2
worse
[sıfat]

of inferior quality, less satisfactory, or less pleasant compared to something else

daha kötü

daha kötü

Ex: The service at that restaurant was worse than I expected .O restorandaki hizmet beklediğimden **daha kötü**ydü.
worst
[sıfat]

most morally wrong, harmful, or wicked

en kötü

en kötü

Ex: Gossiping behind friends ' backs is one of her worst habits .Arkadaşlarının arkasından dedikodu yapmak onun en **kötü** alışkanlıklarından biridir.
whole
[sıfat]

including every part, member, etc.

bütün

bütün

Ex: They read the whole story aloud in class .Sınıfta **tüm** hikayeyi yüksek sesle okudular.
asleep
[sıfat]

not conscious or awake

uyuyan

uyuyan

Ex: The street was quiet , with most of the residents already asleep.Sokak sakindi, sakinlerin çoğu zaten **uyuyordu**.
shy
[sıfat]

nervous and uncomfortable around other people

utangaç

utangaç

Ex: His shy personality does not stop him from performing on stage .Onun **utangaç** kişiliği sahnede performans sergilemesini engellemez.
surprised
[sıfat]

feeling or showing shock or amazement

şaşırmış, şaşkın

şaşırmış, şaşkın

Ex: She was genuinely surprised at how well the presentation went .Sunumun ne kadar iyi gittiğine gerçekten **şaşırmıştı**.
scared
[sıfat]

feeling frightened or anxious

korkmuş

korkmuş

Ex: He looked scared when he realized he had lost his wallet .Cüzdanını kaybettiğini fark ettiğinde **korkmuş** görünüyordu.
social
[sıfat]

relating to activities in which people meet each other for pleasure

sosyal

sosyal

Ex: The club offers many social opportunities for its members .Kulüp, üyeleri için birçok **sosyal** fırsat sunar.
alive
[sıfat]

continuing to exist, breathe, and function

canlı

canlı

Ex: The patient remained alive thanks to the life-saving efforts of the medical team .Hasta, tıbbi ekibin hayat kurtaran çabaları sayesinde **hayatta** kaldı.
dead
[sıfat]

not alive anymore

ölü

ölü

Ex: They mourned their dead dog for weeks .Haftalarca **ölü** köpeklerine yas tuttular.
natural
[sıfat]

originating from or created by nature, not made or caused by humans

doğal

doğal

Ex: He preferred using natural fabrics like cotton and linen for his clothing .Giysileri için pamuk ve keten gibi **doğal** kumaşları kullanmayı tercih etti.
Temel 2
LanGeek
LanGeek uygulamasını indir