pattern

Temel 2 - Yaşam ve Sağlık Sorunları

Burada, "grip", "baş ağrısı" ve "virüs" gibi yaşam ve sağlık konuları hakkında bazı İngilizce kelimeler öğreneceksiniz, ilköğretim seviyesindeki öğrenciler için hazırlanmıştır.

review-disable

Gözden Geçir

flashcard-disable

Flash kartlar

spelling-disable

Yazım

quiz-disable

Quiz

Öğrenmeye başla
Elementary 2
death
[isim]

the fact or act of dying

ölüm

ölüm

Ex: There has been an increase in deaths from cancer .Kanserden **ölümlerde** bir artış oldu.
earache
[isim]

a pain inside the ear

kulak ağrısı

kulak ağrısı

Ex: Wearing earplugs in a noisy environment can prevent an earache.Gürültülü bir ortamda kulak tıkacı takmak **kulak ağrısını** önleyebilir.
flu
[isim]

an infectious disease similar to a bad cold, causing fever and severe pain

grip

grip

Ex: Wearing a mask can help prevent the spread of the flu.Maske takmak, **grip**in yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir.
to smoke
[fiil]

to breathe in and out the smoke of a cigarette, pipe, etc.

sigara içmek

sigara içmek

Ex: She went outside to smoke a cigarette .Bir sigara **içmek** için dışarı çıktı.
to die
[fiil]

to no longer be alive

ölmek

ölmek

Ex: The soldier sacrificed his life , willing to die for the safety of his comrades .Asker, hayatını feda etti, arkadaşlarının güvenliği için **ölmeye** hazırdı.
fever
[isim]

a condition when the body temperature rises, usually when we are sick

ateş

ateş

Ex: She developed a fever after being exposed to the virus .Virüse maruz kaldıktan sonra **ateş** geliştirdi.
illness
[isim]

the state of being physically or mentally sick

hastalık

hastalık

Ex: His sudden illness worried everyone in the office .Onun ani **hastalığı** ofisteki herkesi endişelendirdi.
headache
[isim]

a pain in the head, usually persistent

baş ağrısı

baş ağrısı

Ex: Too much caffeine can sometimes cause a headache.Fazla kafein bazen **baş ağrısına** neden olabilir.
backache
[isim]

a pain in someone's back

sırt ağrısı, bel ağrısı

sırt ağrısı, bel ağrısı

Ex: My dad often suffers from backache after a long day at work .Babam genellikle uzun bir iş gününün ardından **sırt ağrısı** çeker.
toothache
[isim]

pain felt in a tooth or several teeth

diş ağrısı

diş ağrısı

Ex: She scheduled an appointment with her dentist to treat her toothache.Diş ağrısını tedavi etmek için diş hekimiyle randevu aldı.
virus
[isim]

a microscopic agent that causes disease in people, animals, and plants

virüs

virüs

Ex: Washing your hands can help prevent the spread of viruses.Ellerinizi yıkamak **virüslerin** yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir.
pollution
[isim]

a change in water, air, etc. that makes it harmful or dangerous

kirlilik

kirlilik

Ex: The pollution caused by plastic waste is a growing environmental crisis .Plastik atıkların neden olduğu **kirlilik**, büyüyen bir çevre krizidir.

a pain in or near someone's stomach

karın ağrısı

karın ağrısı

Ex: The stomachache was so severe that he had to visit the hospital .**Karın ağrısı** o kadar şiddetliydi ki hastaneye gitmek zorunda kaldı.
Temel 2
LanGeek
LanGeek uygulamasını indir