Kitap Total English - Orta Üstü - Ünite 8 - Ders 1

Burada, Total English Upper-Intermediate ders kitabının Ünite 8 - Ders 1'den "dışa dönük", "esprili", "proaktif" gibi kelimeleri bulacaksınız.

Gözden Geçir

Flash kartlar

Yazım

Quiz

Öğrenmeye başla

outgoing

[sıfat]

enjoying other people's company and social interactions

sosyal, cana yakın

Ex: Her outgoing nature made her the life of the party , always bringing energy and laughter to social events .Onun **dışa dönük** doğası, onu partinin neşesi yaptı, sosyal etkinliklere her zaman enerji ve kahkaha getirdi.

Kapat

Giriş yap

open

[sıfat]

having a straightforward and honest attitude

dürüst

Ex: She gave an open and honest opinion about the proposal during the meeting .Toplantı sırasında teklif hakkında **açık** ve dürüst bir görüş belirtti.

Kapat

Giriş yap

proactive

[sıfat]

controlling a situation by actively taking steps to manage it, rather than being passive or reactive

proaktif, önceden harekete geçme ile ilgili

Ex: The government 's proactive policies aimed to address environmental concerns and promote sustainability .Hükümetin **proaktif** politikaları, çevresel endişeleri ele almayı ve sürdürülebilirliği teşvik etmeyi amaçlıyordu.

Kapat

Giriş yap

aggressive

[sıfat]

behaving in an angry way and having a tendency to be violent

agresif

Ex: He had a reputation for his aggressive playing style on the sports field .Spor sahasında **agresif** oyun tarzıyla ünlüydü.

Kapat

Giriş yap

opinionated

[sıfat]

having strong opinions and not willing to change them

dik kafalı

Ex: She remained opinionated despite the new evidence.Yeni kanıtlara rağmen **fikirlerinde ısrarcı** kaldı.

Kapat

Giriş yap

single-minded

[sıfat]

focusing on one particular goal or purpose, and determined to achieve it

azimli

Ex: The team worked with a single-minded focus on completing the project .Ekip, projeyi tamamlamak için **tek amaçlı** bir odakla çalıştı.

Kapat

Giriş yap

easy-going

[sıfat]

calm and not easily worried or annoyed

kaygısız, aldırış etmeyen

Ex: He ’s so easy-going that even when plans change , he just goes with the flow .O kadar **rahat** ki planlar değiştiğinde bile, akışına bırakıyor.

Kapat

Giriş yap

selfish

[sıfat]

always putting one's interests first and not caring about the needs or rights of others

bencil

Ex: The selfish politician prioritized their own agenda over the needs of their constituents .**Bencil** politikacı, kendi gündemini seçmenlerinin ihtiyaçlarının önüne koydu.

Kapat

Giriş yap

witty

[sıfat]

quick and clever with their words, often expressing humor or cleverness in a sharp and amusing way

esprili

Ex: Her witty retorts often leave others speechless , admiring her sharp intellect .Onun **nüktedan** cevapları genellikle başkalarını sessiz bırakır, keskin zekasına hayran bırakır.

Kapat

Giriş yap

manipulative

[sıfat]

influencing or controlling others in an unfair or deceptive way, often to achieve one's own goals

çıkarcı

Ex: The manipulative boss played employees against each other to maintain power and control in the workplace .**Manipülatif** patron, iş yerinde gücü ve kontrolü elinde tutmak için çalışanları birbirine karşı oynattı.

Kapat

Giriş yap

introverted

[sıfat]

preferring solitude over socializing

içe dönük

Ex: The introverted traveler preferred exploring destinations off the beaten path , avoiding crowded tourist attractions .**İçe dönük** gezgin, kalabalık turistik yerlerden kaçınarak keşfedilmemiş rotaları tercih ediyordu.

Kapat

Giriş yap

headstrong

[sıfat]

determined to do things in one's own way and often resistant to the opinions or suggestions of others

dik başlı

Ex: Despite warnings, the headstrong teenager insisted on going alone.Uyarılara rağmen, **inatçı** genç yalnız gitmekte ısrar etti.

Kapat

Giriş yap

Kitap Total English - Orta Üstü

LanGeek uygulamasını indir

Langeek

Kitap Total English - Orta Üstü - Ünite 8 - Ders 1