pattern

Günlük Yaşam - İştah

"the munchies" ve "have a Sweet Tost" gibi İngilizce deyimlerin İngilizce'deki iştahla nasıl bağlantılı olduğunu keşfedin.

review-disable

Gözden Geçir

flashcard-disable

Flash kartlar

quiz-disable

Quiz

Öğrenmeye başla
English idioms related to Everyday Life
to have a sweet tooth

to be attracted to food that contains a lot of sugar

tatlıya zaafı olmak

tatlıya zaafı olmak

[ifade]
hollow leg

the capacity or ability to consume an excessive amount of food or drink, particularly alcoholic ones

görünüşünden beklenmeyecek kadar çok yiyip içebilmek

görünüşünden beklenmeyecek kadar çok yiyip içebilmek

[isim]
the munchies

an abrupt and strong desire to eat something

yeme isteği

yeme isteği

[isim]
somebody can eat a horse

used to say that one is overwhelemed by the sense of hunger and is willing to quench it the first chance one gets

açlıktan seni bile yiyebilirim

açlıktan seni bile yiyebilirim

[Cümle]
to make one's mouth water

to feel excessive and uncontrollable hunger when seeing, smelling, or even thinking of a delicious food or drink

ağzı sulanmak

ağzı sulanmak

[ifade]
one's eyes are bigger than one's stomach

used to describe a greedy person who takes more food than they could possibly finish

karnı doysa da gözü doymamak

karnı doysa da gözü doymamak

[Cümle]
to whet one's appetite

to severely increase one's desire for food

iştah kabartmak

iştah kabartmak

[ifade]
to get stuck in

to start with much enthusiasm

büyük bir şevkle başlamak

büyük bir şevkle başlamak

[ifade]
somebody could murder something

used to tell someone that they are eating or drinking too much of something

bir yiyecek için cinayet işleyebilirim

bir yiyecek için cinayet işleyebilirim

[Cümle]
(as) full as a tick

no longer able to eat due to having a full stomach

midesi tıka basa dolu

midesi tıka basa dolu

[ifade]
to melt in one's mouth

(of food) to be really tasty and require not much chewing

ağızda erimek

ağızda erimek

[ifade]
LanGeek
LanGeek uygulamasını indir