pattern

'Off' ve 'In' Kullanılarak Yapılan Phrasal Verbs - Etkileşimde Bulunmak, İşbirliği Yapmak veya Denemek (Giriş)

review-disable

Gözden Geçir

flashcard-disable

Flash kartlar

spelling-disable

Yazım

quiz-disable

Quiz

Öğrenmeye başla
Phrasal Verbs With 'Off' & 'In'
to ask in

to invite someone to enter a place, often a room, office, house, etc.

davet etmek, içeri almak

davet etmek, içeri almak

Google Translate
[fiil]
to bury in

to put all one's attention into one thing

gömülmek, adamak

gömülmek, adamak

Google Translate
[fiil]
to butt in

to interrupt a conversation

müdahale etmek, söz kesmek

müdahale etmek, söz kesmek

Google Translate
[fiil]
to chip in

to add one's share of money, support, or guidance

katkıda bulunmak, paylaşmak

katkıda bulunmak, paylaşmak

Google Translate
[fiil]
to dial in

to concentrate and direct all one's effort, attention, and focus toward achieving a particular goal

tüm çabasını ortaya koymak

tüm çabasını ortaya koymak

[fiil]
to drop in

to visit a place or someone without a prior arrangement, often casually and briefly

habersiz uğramak

habersiz uğramak

[fiil]
to get in with

to develop a positive relationship or connection with someone or a group, typically to gain their approval, favor, or influence

ile iyi geçinmek, yakınlaşmak

ile iyi geçinmek, yakınlaşmak

Google Translate
[fiil]
to give in

to surrender to someone's demands, wishes, or desires, often after a period of resistance

boyun eğmek (başkasının isteğine veya görüşüne)

boyun eğmek (başkasının isteğine veya görüşüne)

[fiil]
to go in with

to form a partnership or collaboration with someone or a group for a common purpose

birlikte çalışmak, ortaklık kurmak

birlikte çalışmak, ortaklık kurmak

Google Translate
[fiil]
to invite in

to ask someone to come inside and join one at a particular place, typically one's home

içeri davet etmek, içeri almak

içeri davet etmek, içeri almak

Google Translate
[fiil]
to keep in with

to maintain a positive relationship or connection with someone, often for personal gain or advantage

iyi ilişkiler sürdürmek, ilişkileri iyi tutmak

iyi ilişkiler sürdürmek, ilişkileri iyi tutmak

Google Translate
[fiil]
to look in on

to make a brief stop or visit to someone or somewhere, particularly to check on them

ziyaret etmek, kontrol etmek için uğramak

ziyaret etmek, kontrol etmek için uğramak

Google Translate
[fiil]
to pitch in

to contribute to a task, usually alongside others

katkıda bulunmak, birlikte çalışmak

katkıda bulunmak, birlikte çalışmak

Google Translate
[fiil]
to pop in

to make a short, usually unplanned, visit to a place or person

uğramak, yanına gelmek

uğramak, yanına gelmek

Google Translate
[fiil]
to put in

to interrupt someone to say something

lafı kesmek, sözü kesmek

lafı kesmek, sözü kesmek

[fiil]
to see in

to greet someone into a place

karşılamak, girişte selamlamak

karşılamak, girişte selamlamak

Google Translate
[fiil]
to settle in

to assist someone to become accustomed to a new environment

uyum sağlamak, yerleştirmek

uyum sağlamak, yerleştirmek

Google Translate
[fiil]
to show in

to guide someone to the designated room or space

içeri almak, götürmek

içeri almak, götürmek

Google Translate
[fiil]
to stand in

to act as a substitute for someone or something

yerine geçmek, alternatif olarak bulunmak

yerine geçmek, alternatif olarak bulunmak

Google Translate
[fiil]
LanGeek
LanGeek uygulamasını indir