pattern

İş ve Para - Para Harcama veya Tasarruf Etme

"Akıldan çok paraya sahip olmak" ve "ördek ve ejder oynamak" gibi örneklerle para harcamak veya biriktirmekle ilgili İngilizce deyimleri keşfedin.

review-disable

Gözden Geçir

flashcard-disable

Flash kartlar

quiz-disable

Quiz

Öğrenmeye başla
English idioms related to Work & Money
to tighten one's belt

to lessen the amount of money or resources one uses compared to before, particularly due to having less available

daha tutumlu davranmak

daha tutumlu davranmak

[ifade]
to stretch one's legs according to the coverlet

to avoid spending more money than what one earns

ayağını yorganına göre uzatmak

ayağını yorganına göre uzatmak

[ifade]
to stretch one's arm no further than one's sleeve (will reach)

The origin of this idiom is not clear, but it likely developed from the idea of being cautious and not overreaching or attempting more than one can handle.

ayağını yorganına göre uzatmak

ayağını yorganına göre uzatmak

[ifade]
to throw good money after bad

to continue to waste a lot of money on something that is not worth it

parasını sokağa atmak

parasını sokağa atmak

[ifade]
black hole

a project, activity, business, etc. that uses a lot of money or resources without providing any results or profit

kar olmadığı halde bir iş için harcanan fazla para

kar olmadığı halde bir iş için harcanan fazla para

[isim]
to have more money than sense

to possess a significant amount of wealth but lack good judgment or wisdom in managing it

aklından çok parası olmak

aklından çok parası olmak

[ifade]
to live beyond one's means

to spend in a way that exceeds one's income

kazandığından çok para harcamak

kazandığından çok para harcamak

[ifade]
to live within one's means

to spend no more money than one has

ayağını yorganına göre uzatmak

ayağını yorganına göre uzatmak

[ifade]
to burn a hole in one's pocket

to have a strong desire to spend money quickly or impulsively, often resulting in reckless spending habits

parasının suyunu çektirmek

parasının suyunu çektirmek

[ifade]
to throw money out (of) the window

to wastefully and recklessly spend money

düşüncesizce para harcamak

düşüncesizce para harcamak

[ifade]
to spend money like water

to carelessly spend a great sum of money

su gibi para harcamak

su gibi para harcamak

[ifade]
to play ducks and drakes with something

to use or handle something in a wasteful and careless manner

çarçur etmek

çarçur etmek

[ifade]
nest egg

money that is put aside as savings for the future or special occasions

yedek akçe

yedek akçe

[isim]
high roller

someone that spends money in an extravagant way

har vurup harman savuran kişi

har vurup harman savuran kişi

[isim]
to cut one's coat according to one's cloth

to live in a way that does not exceed one's financial limitations

ayağını yorganına göre uzatmak

ayağını yorganına göre uzatmak

[ifade]
to have money to burn

to have more money than one needs and waste it on unnecessary things

aşırı para harcamak

aşırı para harcamak

[ifade]
money pit

used to refer to something on which one keeps spending more and more money

sınırsızca para harcanması gereken şey

sınırsızca para harcanması gereken şey

[isim]
to scrimp and save

to try to spend as little money as possible

çok tutumlu olmak

çok tutumlu olmak

[ifade]
LanGeek
LanGeek uygulamasını indir