pattern

Gerçek, Gizlilik ve Aldatma - Bahane

"Görünüşe devam et" ve "timsah gözyaşları" gibi İngilizce deyimlerin İngilizce'deki taklitlerle nasıl bağlantılı olduğunu keşfedin.

review-disable

Gözden Geçir

flashcard-disable

Flash kartlar

quiz-disable

Quiz

Öğrenmeye başla
English idioms relate to Truth, Secrecy, & Deception
in name only

used for saying that a person, thing, situation etc. is not actually like what their description, label, or title suggests

lafta

lafta

[ifade]
to keep up appearances

to act and behave as if everything is fine so that others do not find out about one's problems

istifini bozmamak

istifini bozmamak

[ifade]
lip service

an insincere offer or promise of support, assistance, etc.

yapmacıklık

yapmacıklık

[isim]
to put one's money where one's mouth is

to take action that proves one's sincerity or commitment to what one has said by investing or spending money on it

söyledikleri doğrultusunda hareket etmek

söyledikleri doğrultusunda hareket etmek

[ifade]
wolf in sheep's clothing

an evil person who seems nice and friendly

koyun postuna bürünmüş kurt

koyun postuna bürünmüş kurt

[ifade]
to play dead

to fake death by lying on the ground without moving

ölü numarası yapmak

ölü numarası yapmak

[ifade]
to put on a brave face

to behave in a way that hides one's unhappiness, worries, or problems

zor bir durum karşısında neşeli bir tavır takınmak

zor bir durum karşısında neşeli bir tavır takınmak

[ifade]
to play it cool

to act calmly in order to hide one's anger, enthusiasm, fear, etc. from others

soğukkanlılığını korumak

soğukkanlılığını korumak

[ifade]
to cry wolf

to have a bad reputation of calling for help when one does not really need any, and so making oneself untrustworthy

yalancı çobanı oynamak

yalancı çobanı oynamak

[ifade]
crocodile tears

fake display of feelings of sadness, remorse, or sympathy

timsah gözyaşları

timsah gözyaşları

[isim]
butter would not melt in one's mouth

used for saying that a person only appears to be nice or innocent, but they are not like that in reality

sütten çıkma ak kaşık gibi görünmek

sütten çıkma ak kaşık gibi görünmek

[Cümle]
to put on an act

to talk or behave in a way that is fake

ayak yapmak

ayak yapmak

[ifade]
accidentally on purpose

used to refer to when someone does something intentionally, but pretends as if it was an accident

bilerek olduğu halde kazara yapmış gibi göstermek

bilerek olduğu halde kazara yapmış gibi göstermek

[ifade]
stool pigeon

a person sent into a group as a spy to report on its activities

muhbir

muhbir

[isim]
to play possum

to pretend as if one is asleep or dead so that others will not bother or attack one

ölü veya uyumuş gibi yapmak

ölü veya uyumuş gibi yapmak

[ifade]
paper tiger

someone or something that looks frightening, dangerous, or strong while in reality, they are not

kağıt kaplan

kağıt kaplan

[isim]
whistle in the dark

to act as if one is not afraid or worried

korktuğunu belli etmemek

korktuğunu belli etmemek

[ifade]
to turn on the waterworks

to begin crying just to get others to sympathize with one or do what one asks of them

iki gözü iki çeşme ağlamak

iki gözü iki çeşme ağlamak

[ifade]
champagne taste on a beer budget

used when someone likes to have things so expensive they cannot possibly afford

ayranı yok içmeye atla gider sıçmaya

ayranı yok içmeye atla gider sıçmaya

[Cümle]
to strike an attitude of something

to purposefully choose to behave in a specific manner to show a specific idea or leave a specific impression

[ifade]
LanGeek
LanGeek uygulamasını indir